19 Eylül 2013 Perşembe

Anı yaşamak 4- nasıl bölümler halinde yaşarsın?

Anı yaşamak için önce yavaşlamak lazım demiştik ve sonra anda kalabilmek için hayatı kompartmanlar ve ya bölümler vaya dilimler halinde yaşamaktan bahsettik. İlk adım olan yavaşlamak kişinin hız yapmasını engeller ve anı yaşamasını engelleyen faktörler üstünde kontrol sağlaması için kapı açar. Akla düşünmek için fırsat verir. Aklın özgürlüğünü tekrar ele almak için kişiye izin verir. Bu şekilde farkındalık ve de oto kontrol artar. İkinci adım olan dilimlere ayırmak ise her akışı duygu ve olayların yaşandığı alt birimlere ayırarak ana odaklanmak için fırsat verir. Zira odaklanmak kilit taşıdır. Bu şekilde o anda zihnen var olabiliyoruz.
Peki kayatı bilimler veya kompartmanlar halinde yaşamak için ne yapmalı? Öncelikle düşünmeyi kolaylaştırmak ve yaratıcı çözümlere daha kolay ulaşmak için sistem yaklaşımı ile düşünürsek, bir kapalı sistem girdilerden ve çıktıdan oluşur. Girdileri oluşturan unsur ve parametreleri kontrol etmek ile çıktılar üstünden kontrol sahibi olmak pekala mümkün ama kısmete de yer bırakmak şartıyla. Yani işin püf noktası anı yaşamaya engel olan unsurlar üstünde kontrol sahibi olmaktır. Burada anı yaşamaya engel olan şeyler kişinin dikkatini dağıtan ve zihin açıklığını anı yaşamasına engel olacak şekilde dağıtan unsurlardır.
Anı yaşamayı etkileyen girdiler neler olabilir diye işe başlayalım. Her girdi ille de olumsuz olacak diye birşey yok. Olumsuzluklar zaten adı üstünde insanı engeller. Ancak bazı olumlu şeyler de vardır ki o an yaşadığınız akışta olma haline müdahale eder. Etkileyici unsurlar olumsuz düşünceler, yıkıcı hisler yaratan duygusal yükler, ansızın meydana gelen ve müdahale etmeniz gereken bir olay, etki alanınız dışında gelişen ve sizi etkileyen force majör olaylar, acil ve önemli olmayan bir konuda kapınızı çalan ve hayır diyemediğiniz bir kişi,  maymum zihnin daldan dala atlamaları, önceliklerinizi net belirleyememekten dolayı neye odaklanacağınızı seçmemek veya seçememek, olaylar karşısında düşünmeden hemen anlam çıkarmak ve yaptığınız işi bırakmak, erdemli davranmayıp kendinizi uygunsuz duruma düşürmek ve sorumlusu olmadığınız şeyleri üstlenmek zorunda kalmak, boşa kafa yormak ve etkilenmek vs vs...Ayrıca girdileri sınıflandırırken onları geçmiş, şimdi ve geleceğe dönük incelemeliyiz. Ve anı yaşamak şimdi ile alakalı. Şimdi ve bu andan daha başka gerçeklik yok.
Girdileri yönetmek adına aklıma gelen bazı örnekleri paylaşmak istiyorum.
·         Aynı anda tek bir işe odaklanın ve mümkün olduğunca bunu koruyun. Laptopta birşeyler yazarken size laf anlatan bir kişi dinlenemez.
·         Hayattaki önceliklerinizi iyi belirleyin ve hayatınızı buna göre yaşayın. Hiçbir şeyin bunun önüne geçmesine izin vermeyin, ama kaskatı da olmayın.  Sadece doğru olanı yapın. Doğru yağmadığınız şeyler o gittiğiniz iş toplantısında da beyninizi kemirir ve sizin o anı yaşamanızı engeller. Siz doğru olanı yaptığınızda doğru kişiler sizi anlayacaktır. Doğru kişilerle bir arada değilseniz zaten o ortamı sorgulamalısınız.
·         Bir yerde iseniz sadece orada olmak istediğiniz için olun. Tersi durum kendinize yalan söylemektir ve orada olsanız bile aklınız başka yerde olur. Zaten bir süre sonra hata yaparsınız.
·         Odaklanın ve o anın hakkını verin. Örneğin, eve gelince çocğunuzla oyun oynuyorsunuz ama ama fiziken orada olsanız da zihnen değilsiniz. Ayrıca çocuklar hiç de saf ve aptal değiller ve sizin o an sırada olmadığınızı hemen anlarlar. Ve siz ona şeklen ilgilenmeyi öğretirsiniz. Çocuklarla oyun oynamaktan daha iyi meditasyon yoktur. Ne hamama gidip stres atmak, ne TV izlemek, ne spor, ne Yoga...hiçbir şey onlarla geçirilen o kutsal anların sizi iyileştirici ve mutlu eden anlarının yerini tutamaz. Bu fırsat kaçmaz. Nefes alın ve o an çocuğa odaklanın. Sadece onun istediği oyunları oynayın. Bir bakmışsınız 1 saat geçiş ve siz fark etmemişsiniz. Ve aklınız bir pamuk gibi saf ve temiz.
·         Sadece etki alanınız içindekilere odaklanın. Hayatta her şeyi kontrol edemezsiniz. Bazı şeyler etki alanınız içindedir bazılar ise dışında.  Kendi imkan ve beceriliriniz dahilindeki işlerle ilgilenmek kesintisiz odaklanma imkanını size verir. Ayrıca enerjinizi boşa harcamazsınız.
·         Doğru yolda yürüdüğünüzden emin olun. Yaptığınız her şey yaşam amacınız ile ilintili olsun ki odaklanacağınız anın hakkını verecek istek, tutkuya ve coşkuya sahip olun. İstek, tutkuya ve coşkuya diğer anahtarlardır.
·         Bedeninizi ve iç sesinizi dinleyin. Bedeniniz bilgedir ve iç sesiniz size doğru olanı söyler. İç sesiniz bir ön uyarı sistemi gibidir ve bunu dinlerseniz uygunsuz durumlara düşmezsiniz. İç sesiniz ve bedeninizde olumsuz durumlarda meydana gelen uyarı niteliğindeki “örümcek hisleri” size gerekli uyarıcıları verir. Bunları dinleyin ve bu bilgelikten yararlanın.
·         Olumsuz fikirleri olumlu ile değiştirin. Aklınıza kötü ve ya olumsuz bir düşünce mi geldi, derin bir diyafram nefesi alın ve nefes alırken o derin ve güçlü nefesin içinizdeki ve beyninizdeki tüm olumsuz düşünceyi yıkayıp attığını düşünün ve hemen düşüncenizi olumlu bir düşünce ile değiştirin. Eskisini geride bırakın gitsin. Unutun gitsin. Gandhi’nin dediği gibi olumsuz düşüncelerin zihninizi kirli ayaklarıyla kirletmesine izin vermeyin. Anı yaşamanıza engel olumsuz düşünceleri üstünüze almayın.
·         Empati kurun. İzlenimlerinize yanlış anlamlar yüklemeyin. Başkalarının davranışlarının kendi algı filterelerimizden geçirerek anlamlandırırız. Ve çoğu insan hemen kendi algısına göre yargıya varır. Kişilere takılmayın, olayları kişiselleştirmeyin. Tersini yapmak enerjinizi boşa harcar ve değerli zamanınızı alıp götürür. Sadece önemli olana odaklanın.
·         Samuray Umarsızlığı ile yürüyün. Aynı örnekten gidersek, kimse sizi yanlış anlamaz, yanlış anlayan ise halden anlamaz ise siz doğru olanı yaptığınız sürece bunun önemi yoktur. Yani siz doğru yaptığınız sürece biraz umarsız olmak iyidir. Herkesi memnun edemezsiniz. Bırakın konuşan konuşsun ama mutlaka ama mutlaka doğru söylediklerini de alın.
·         Olumsuzluklar karşısında kaygılanmayın . Farz edelim ki yanlış yaptınız. Evet bu bir yanlış olabilir ama siz ne öğrendiniz?. Almanız gereken dersi alın ve bir daha tekrarlamamak üzere yolunuza devam edin. Olan oldu, Hatanızı hemen özür dileyerek telafi edin. Yani kabul edin ve kendinizi yargılamayın. Bu bir tecrübe ve sadece sizin bir şey öğrenmeniz için yaşandı. Düşüne düşüne kafanızda yaşarsanız anı yaşamaktan uzaklaşırsınız. Her şeyin bir zamanı vardır ve zamanı gelince kaygılanırsınız. Sadece o an geldiğinde o hissi yönetecek metanete sahip olduğunuzdan emin olun.
·         Akıl berraklığını koruyun. Berrak ve temiz bir zihin odaklanmak için elzemdir. Bunu etkileyen unsurlara izin vermeyin.
·         Enerjinizi iyi kullanın. Eenerji kullanını SunTzu’nun “Savaş Sanatı” adlı kitabında üstünde durduğu başarı kriterlerinden biridir. Sadece önemli olana odaklanın ve gereği kadar enerji harcayın. Önemli olan tek atımlık kurşunla başarılı olmak değil uzun vadede her attığınız kurşunla hedefi her seferinde bir kerede vurmaktır.
·         Zor anlarda düşünmeden harekete geçmeyin ve kendinizi uygunsuz durumlara sokmayın. Hiç bir durumda kimseyi anlık sinirle kırmayın. Evet sizi bilen sineye çeker ama hep çekmesini beklemek beyhude bir fikirdir. Zira o beklese de zamanla o kişide duygusal yaralar açılır ve kendi bile bunun farkına varmaz. Bumerang eninde sonunda size geri döner ve elinizi yakar. Önce durumu ve koşulları alnayın, empati kurun sonra fikre varın.
·         Hiç bir duyguyu ertelemeyin. Duygularınızı paylaşın. Sevdiğinizi mi söylemek istiyorsanız, kesinlikle içinizde tutmayın ve söyleyin. “Şimdi doğru zaman değil”, ya da “son bir haftadır hep ben diyorum, ama o demiyor” gibi şeylerle kafanızı bulandırmayın. Söyleyin. Bir gün gelir söyleyeme fırsatınız olmayabilir. İçinizde tutmayın. Bir kişiye olumsuz geribildirim verecekseniz de bunu bekleymeden yapın ama doğru tarz, mekan ve zamanda yapın. Debby Ford’un bahsettiği gibi içinize attğınız her şey size geri döner; aynı bir deniz topunu su altında tutmaya çalışmak ve sonra topun kaçıp suratınız çarpması gibi. Hiç bir şeyi ve sorunu ertelemeyin.
·         Uyumlanma sanatını uygulayın. Hayatın akışında sürüklenen ve bu akış içinde kendi akışımızı kontrol etmeye çalışan ağaç yaprakları gibiyiz. Herşeyi biz belirlemiyoruz ve makro ve mikro kozmos içinde küçük ve önemli bir yere sahibiz. Herşeyi bilen bir tek Allah’tır. İşi %80 planlayıp gerisini Allah’a bırakmak mantıklı olandır. Gayret-kısmet misali.
·         HAYIR demeyi bilin. Gün içinde bir sürü insan sizden bir şey ister. Herkese evet diyemezsniz. Bazen önemli ve öncelikli bir şeyle uğraşıyorsanız, gelen talep o an için acil değilse, sonra konuşalım dersiniz. Ve söz verdiğiniz gibi işiniz bitince gider konuşursunuz. Ama size ait o zamanı kullanırsınız.
·         Kafanızın içinde yaşamayın. Geleceğe dair plan yapmak iyidir ama her anı o ne olacak, bu ne olacak? Ya öyle olursa şu ne olur? Gibi komplo teorileriyle geçirerek kendi kafanızın içinde sanal yaşamak beyhudedir. Kaçırılan bir yaşam fırsatıdır.
·         Hiç bir zaman KEŞKE demeyin? “Keşke böyle yapsaydım. “Ah aptal kafam” gibi fikirlerle değerli zamanınızı boşa geçirmeyin. Geçmişe geri dönemezsiniz ve geçmişten ders alıp, hatanızı tekrar etmeyin. İyiden de güçlü yanlarınızı görmek ve kullanmak için feyz alın. Düşüne düşüne kafanızı geçmişe takılmayın. Feyz alın ve ileriye bakın.
·         Hayat misyonunuzu bulun ve önceliklerinizi belirleyin. Bunu hayatınızda oynadığınız anne/baba, patron, çalışan, oğul, arkadaş, dost vs gibi tüm rollerinizi kapsayacak şekilde belirleyin. Belirleyin ve günlük yaşam planınızı buna göre yapın ve planınıza göre yaşayın. Plan demek katı olmak demek değil. Gerekli esnekliğe de sahip olun ve değişime açık olun. Bunu yaptınız mı zor bir durumla karşılaştığınızda hangi yöne sapacağınızı belirlemek kolaydır.
·         Negatif stresi proaktif yönetin. Stres canlılarda zor durumlarla anlık olarak baş edebilmek ve hayatta kalabilmek için vardır ama hep size arkadaş olsun diye yoktur. Stres anı yaşama kapasitenizi düşürür. Stresin size yaklaşmasına engel olun. Nasıl mı?
o   Yatmadan önce iş güç düşünmeyin. İşinizi ve sorunuzu uykunuza taşımayın.
o   Güne nasıl başlarsanız gün öyle devam eder. Sabah kalkınca balkona çıkın ve güne gülerek merhaba deyin. Derin bir nefes çekip içinize doldurun. Minnet ve teşekkür edin. Banyoda yüzünüzü yıkarken kendinize bakıp değerli olduğunuzu hatırlayın, hissedin.
o   Haftaya nasıl başlarsanız öyle devam edersiniz. İnanın buna. O yüzden özel bir durum olmadığı sürece Pazartesileri işten zamanında çıkın.
o   Hayatta %100 memnuniyet yoktur. İnsanı cennete koyun “burası neden altından değil” gibi bir bahane ile bir diğer gelir mutsuz olur. Elinizden geleni yaptıysanız, üzülmeyin ve insanların dediklerini üstünüze almayın. Doğru denilenler hariç tabii.
o   Gerçekten önemli ve acil olan işler için tabii ki koşulacaktır ama sizi boşu boşuna koşturup enerjinizi çalacak insan ve olayların kuklası olmayın. HAYIR deyin.
o   Geleceğe dair ACABAlarla yaşamayın. Planlayın ama hayatın sizin için olması gereken en güzel her zaman getireceğini de bilerek kendinizi imanla akışa bırakın ve yaşayın.
o   Övgüden de sövgüden de etkilenmeyin. Ne aşırı heyecanın kuklası olun ne de eleştiri uzmanlarının piyonu olun.
o   İnsanlar için gereksiz iş üstlenmeyin. Kendi kendilerine kalmalarına, düşünmelerine ve öğrenmelerine izin verin. Delege etmeniz gereken ama yapmadığınız iş size kalır ve sonra görev olur kalır ve sizden çalar.
·         Duygularınızı yaşayın ama kölesi olmayın. Kızacaksanız kızın ama tüm gün sürmesin. Bu size ve çevrenize zarar verir.
·         Unutmayı öğrenin. Kimse mükemmel değil ve herkes doğru bildiğini yapabiliyor. Yargılamayın, suçlamayın. Tepkinizi verin ama unutun gitsin. Duygusal yükünüzü yanınızda taşımayın. Her yeni kompartman unutmak için bir fırsattır.
·         Sorunlarla ve insanlarla yüzleşme becerinizi geliştirin. İyi ve ya kötü hiçbir şeyi içinizde tutmayın.
·         Çeşitlilikleri kabul edin ve takdir edin. Herkes ayrıı bir değer ve çeşitliliktir. İzin verin. Sadece önemli olan şeyleri sizin alanınıza giriyorsa kontrol edin.
·         Kişilerin oldukları gibi olmasına zin verin.
Daha çok şey yazılabilir ama fark ettiyseniz anı yaşamak sadece ama sadece zihinsel bir beceri. Zihin berraklığınızı ve dinginliğinizi koruyamadığınız her şey sizi anı yaşamaktan uzak tutar. Özeti bu ve bu bir nirvana hali değil. Önemli olan bunun mümkün olduğunu bilmek ve nasıl yapılacağını anlamak. Sonrası pratiğe kalmış. Unutmayın birisi yapabiliyorsa herkes yapabilir.
Yaşamınızda her an sağlık, mutluluk, huzur dolu yaşayın, sevgi ve barış içinde kalın, ahenkli ve dengeli olun.
Sevgiler,
Kenan
Copyright © 2013  Yayın hakları Kenan Kolday'a aittir, izin alınmadan kullanılamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder