19 Haziran 2013 Çarşamba

Nedir şu ÇEKİM YASASI dedikleri... (Bölüm 1)

“Düşüncelerinizden bile sorumlusunuz”
Anonim

SECRET isimli kitap ve sonrası çıkan film sonrası ÇEKİM YASASI son 10 yıl içinde en çok konuşulan konulardan biri oldu. İnsanoğlu her zaman geleceği merak etmiş ve gelecekteki olaylar, kendi kaderi üstünde kontrol sahibi olmak istemiştir. Bunun temel sebebi de acı ve üzüntüden kaçmak, kendi kişisel mutluluğunu garanti altına almaktır. Aristo’nun söylediği gibi herkes kendi özgün bakış açısından, kendisini mutlu etmek için çalışır. Herkes kendi açısından doğru olduğuna inandığı şeyi yapar. Bu mutluluk kalıcı olsun ister. Bu yüzden mutlu olan şeyleri çekmekten bahsetmek ve bunun formülünü vermek doğal olarak insanlara çok çekici geldi ve gelmektedir.

Çekim yasası yeni bir şey değil, tam tersine yüzyıllardır az sayıda inisiye tarafından bilinen ve teurji, simya, mistizm gibi ekoller ve ezoterik cemiyetler tarafından bilinçli olarak kullanılan bir evrensel kuraldır.  Esasında zihnin bilinçli kullanımı ile mevcut kozmik yasalar ışığında meydana getirme sanatıdır. Çekim ile kendinize doğru istediğiniz şeyi çekmek kastedilmektedir. 1800’lü yılların sonunda endüstriyel devrim ile bireyselleşen ve maddesel hayatın tatlı derinliklerine batmakta Batı dünyasında ilginç bir ruhsal uyanma oldu. Bu uyanma hem Mısır kökenli Hermetik Felsefe ve Simya’nın çeşitli ezoterik cemiyetler vasıtasıyla yeniden gündelik hayatta kullanılması, hem de bunu izleyen 1900’lü yılların başından Uzak Doğu’dan birçok yogi ve üstadın Batı dünyasına göçleri ve orada eğitimler vermeleriyle başladı.  Bu arada bir çok Batılı düşünür, filozof ve bilim adamı da Mısır ve Uzak Doğu başta olmak üzere kadim bilgilerin peşinde bu bölgelere gittiler. Bu vesileyle güzel dünyamız üstündeki ruhsal ve maddesel ekoller uzun zamandır kopuk olmaları sonrası tekrar birbirlerinden feyz almaya ve etkileşimde bulunmaya başladılar. Bu birleşim aslında insanın İskenderiye Kütüphanesi’nin MS 4ncü yy’da son defa yıkılmasıyla başlayan ve matbaanın keşfi ile bilgini tekrar açık paylaşıma açıldığı yıllara dek süren 1300 yıllık “bilginin karanlık çağı” sonrası gelen bir uyanıştı. Akıl, beden ve ruh üçlüsünden oluşan insanın, bedeni dışından ihmal ettiği, hatta unuttuğu ruh ve zihnini tekrar hatırlamasıydı bu uyanış.

Çekim yasası insanın unuttuğu zihinsel gücüyle alakalıydı. Zihinsel güç sadece insanı hayvandan ayıran düşünme faaliyeti değil, sahip olduğu zihinsel yaratıcılık faaliyetine de sahip çıkmasıydı. İnsan evrensel yasalardan birisi olan etki-tepki yasasının basit bir kurbanı değil, ona verilen akıl ile etki-tepki zinciri arasına kendisi için doğru olanı seçme özgürlüğüne sahip bir varlıktı. http://www.naacel.blogspot.co.uk/2013/05/matrixten-kacs.html . İnsan aklı ile çevresine ve evrene uyumlanabilirdi. Sadece seçim yapmak değil aynı zamanda inanç, niyet, zihinsel çaba, imgeleme gibi tekniklerle hayallerini gerçekleştirme gücüne de sahipti. Yani kişinin önce ne istediğini bilmesi, ve bunu yeterince istemesi ve bu isteğini gözünde canlandırması, o an yaşıyor gibi 5 duyusunu kullanarak amacını devamlı hatırlaması kişiye istediği ve hayal ettiği şeyleri çekmesine izin veriyordu. Eğer bir şeyi hayatınıza çekemediyseniz o zaman yeterince istemişsinizdir demekti.

Hepsi buraya kadar doğru ama eksiklikler var. Bunları da bir sonraki yazımda anlatacağım.

Sağlık, mutluluk, huzur dolu yaşayın, sevgi ve barış içinde kalın.
Kenan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder